“Müvekkillerimize hukuki sorunların ortaya çıkmasının önlenmesi için danışmanlık; mevcut hukuki sorunların çözümünün sağlanması için ise avukatlık hizmeti veriyoruz.”

İletişim

0322 359 01 63

Kurtuluş Mah. Ramazanoğlu Caddesi Pandora Sokak Arıkoğlu Apt. B Blk Kat:1 D:1 Seyhan/Adana

info@aylinyildirim.av.tr

bosanma-davasi

BOŞANMA DAVASI

BOŞANMA DAVASI

Evlilik, iki kişinin, hukukun uygun gördüğü şekilde bir araya gelerek imzaladıkları bir çeşit medeni hukuk sözleşmesidir. Boşanma ise en basit tanımıyla evlilik birliğinin yasal olarak sona ermesidir.

Eşler, evlilik birliğinin devam etmesini istemiyorlar ise, bir dava açmak sureti ile belirli sebeplere dayanarak boşanma talep etmelidir yani boşanmayı evlilik birliğinin mahkeme kararı ile sona ermesi olarak tanımlayabiliriz.

Boşanmanın gerçekleşmesi ile maddi ve hukuki bazı sonuçlar doğar. Bu nedenle boşanma davası açılırken taraflar neyi nasıl talep edeceklerini belirlemelilerdir.  Bu talepler nafaka, velayet, maddi tazminat, manevi tazminat, kişisel ilişki, ziynet eşyaları, kişisel eşyalar ve mal rejimine ilişkin olabilecektir.

Boşanma davası çeşitleri; anlaşmalı boşanma ve çekişmeli boşanma olarak ikiye ayrılır. Boşanma davasının nasıl açılacağı, anlaşmalı veya çekişmeli boşanma davalarından hangisinin tercih edildiğine göre değişir. Ancak, her iki tür boşanma davası da Aile Mahkemesi’nde açılacaktır.

ÇEKİŞMELİ BOŞANMA DAVASI NEDİR?

Çekişmeli boşanma davası, TMK Md. 166/3 de düzenlenmiş anlaşmalı boşanma davası dışında kalan her türlü boşanma nedenine dayalı olarak açılmış ve eşler arasında boşanma ve boşanmanın ferileri konusunda bir anlaşmanın bulunmadığı boşanma davalarıdır.

Çekişmeli Boşanma Davası için kanunda belirtilen nedenler;  zina, hayata kast, onur kırıcı davranış, pek kötü davranış, suç işleme ve ya haysiyetsiz yaşam sürme, terk, akıl hastalığı ve evlilik birliğinin temelden sarsılmasıdır. Fakat genel olarak boşanma sebepleri evlilik birliğinin temelden sarsılması gibi geniş bir yelpazenin altında olmaktadır. Boşanma davası açılırken mahkemeye belirtilecek boşanma sebebi ve bu sebebin ispatlanabilmesi çok önemlidir. Çünkü mahkemenin boşanmayı onaylamaması durumunda eşler 3 sene boyunca bir daha boşanma davası açamamaktadırlar. Bu nedenle boşanma davası açarken kanunda belirtilen boşanma sebepleri göz önünde bulundurulup, ispatı mümkün olan argümanlar mahkemeye sunulmalıdır.

Örnek olması açısından bir boşanma davasında:

  • Eşlerden birisi boşanmak istemesine rağmen, diğeri boşanmak istemiyor ise;
  • Eşler boşanma konusunda anlaşmışlar. Ancak boşanmanın sonuçlarından en az bir tanesi konusunda (velayet, nafaka, tazminat vs.) anlaşamıyor ise,
  • Tarafların anlaşmalı boşanma imkanı bulunmuyor ise; (anlaşmalı boşanma için aranan 1 yıllık evlilik süresi dolmamış ise, eşlerin anlaşmalı boşanma davasının duruşmasında hazır bulunma imkanları yok ise vs.) çekişmeli boşanma davası söz konusu olacaktır.

 

 

Çekişmeli Boşanma Davası Nerede Açılabilir?

  • Davalı tarafın yerleşim yeri aile mahkemesinde boşanma davası açılabilir.
  • Davacı tarafın yerleşim yeri aile mahkemesinde boşanma davası açılabilir.
  • Boşanmak isteyen eşlerin son 6 aydan beri ikamet ettikleri yerdeki aile mahkemesinde boşanma davası açılabilir.

 

ANLAŞMALI BOŞANMA DAVASI NEDİR?

Anlaşmalı boşanma davası, uzun ve yıpratıcı süren çekişmeli boşanma davalarına göre, tarafların kısa sürede istenilen sonuca varmasını sağlamaktadır. Anlaşmalı boşanma davasında eşlerin iradeleri ve düşünceleri esas alınır. Taraflar, evliliğin üzerinden bir yıl geçmesiyle, hâkim kararıyla anlaşmalı boşanma davası yoluna gidebilirler. Evlilik birliği temelinden sarsılmamış olsa bile, birlikte başvuru ve davanın kabulü halinde evlilik birliğinin temelden sarsılmış olduğu kabul edilir.

Anlaşmalı boşanma davası Türk Medeni Kanunu m. 166/3’te düzenlenmiştir. Madde metni, “Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu halde boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hakim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü halinde boşanmaya hükmolunur. Bu halde tarafların ikrarlarının hakimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz.” şeklindedir. Buna göre;

  • Eşler arasındaki evliliğin en az bir yıl sürmüş olması,
  • Eşlerin, boşanma ve boşanmanın sonuçları konusunda tam bir anlaşmaya varmış olması,
  • Eşlerin, bu anlaşmayı birlikte duruşmada hazır bulunarak tekrar etmesi ve
  • Eşler arasındaki bu anlaşmanın hakim tarafından uygun bulunması gerekmektedir.

Anlaşmalı boşanma davası, herhangi bir adliyede açılabilir. Yetkili mahkemenin belirlenmesi açısından tarafların ikametgâhının bir önemi yoktur. Taraflar uygun gördükleri bir adliyenin aile mahkemesinde anlaşmalı boşanma davası açabilirler. Anlaşmalı boşanma davasının en önemli unsuru anlaşmalı boşanma protokolü olarak kabul edilir. Aile mahkemesi, tarafların hazırladığı anlaşmalı boşanma protokolünü esas alarak boşanma kararı verir. Anlaşmalı boşanma davasında, tarafların kusuru veya gerekçesi uyuşmazlık konusu yapılmaz.

Anlaşmalı Boşanma Davası, Çekişmeli Boşanma Davasına Dönüşebilir Mi?

Tarafların hazırladıkları Anlaşmalı Boşanma Protokolü mahkemeyi bağlamayacaktır. Tarafların duruşmada bu protokolü kabul ettiklerini ve protokoldeki imzanın kendilerine ait olduğunu belirtmeleri gerekmektedir. Mahkemeye protokol sunmasına rağmen, taraflardan biri duruşmaya gelmez ise, taraflardan biri protokoldeki hükümlerden bir tanesini dahi kabul etmez ise yahut taraflardan biri duruşmada “ben anlaşmalı boşanmak istemiyorum” şeklinde beyanda bulunur ise, anlaşmalı boşanma gerçekleşmez. Böyle bir durumda davacının davasını çekişmeli boşanma davasına dönüştürmesi gerekir.

BOŞANMA DAVASI NE KADAR SÜRER?

Anlaşmalı boşanma davası tek celsede sona erer; davanın karara bağlanması ortalama olarak 1 ay ile 4 ay arasında sürer.

Çekişmeli boşanma davası, davanın niteliğine göre dava süresinin uzadığı veya kısaldığı bir dava türüdür. Çekişmeli boşanma davası; usulüne uygun tebligat yapılması, ön inceleme duruşması, inceleme duruşmaları ve karar duruşması olmak üzere pek çok aşamadan oluşmaktadır. Ayrıca davada dinlenecek tanık sayısı, tanıkların bulundukları yer, ilk davete icabet edip etmemeleri, başka kurumlardan istenen evrakların süresinde gelip gelmemesi ve varsa tarafların diğer araştırma işlemleri çekişmeli boşanma davasının ne kadar süreceğini belirler. Ortalama olarak çekişmeli boşanma davası 1,5 yıl – 3 yıl arasında sonuçlanmaktadır.

TARAFLARIN DURUŞMAYA KATILMASI GEREKİR Mİ?

Kural olarak tarafların vekâlet verdiği bir avukat varsa, tarafların duruşmaya katılma zorunluluğu yoktur. Ancak, anlaşmalı boşanma davasında taraflar kısa sürede boşanmak istiyorsa her iki tarafın duruşmada hazır olması şarttır. Hâkim, her iki tarafı dinleyerek boşanma talebinin özgür iradeye dayalı olup olmadığını kontrol etmek zorundadır.

Çekişmeli boşanma davası, ispat açısından bir tartışma sürecinin yürütüldüğü bir dava türüdür. Taraflar iddialarını dilekçelerle ileri sürüp iddiaların delillerini karşılıklı hâkim önünde tartışırlar. İspat ve velayet, nafaka, tazminat vb. diğer çekişmeli hususlarda karşılıklı bir tartışmanın yürütüldüğü çekişmeli boşanma davası bir avukat vasıtasıyla takip edildiğinde tarafların duruşmaya bizzat katılma zorunluluğu yoktur. Çekişmeli boşanma davasında tarafları temsilen avukatları beyanda bulunabilir veya delilleri tartışabilir.

HÂKİM TARAFINDAN ALINACAK GEÇİCİ ÖNLEMLER:

Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alır.

BOŞANMA VEYA AYRILIK KARARI:

Boşanma sebebi ispatlanmış olursa, hâkim boşanmaya veya ayrılığa karar verir. Dava yalnız ayrılığa ilişkinse, boşanmaya karar verilemez. Dava boşanmaya ilişkinse, ancak ortak hayatın yeniden kurulması olasılığı bulunduğu takdirde ayrılığa karar verilebilir.

Ayrılık süresinin sona emesi:  Ayrılığa bir yıldan üç yıla kadar bir süre için karar verilebilir. Bu süre ayrılık kararının kesinleşmesiyle işlemeye başlar. Süre bitince ayrılık durumu kendiliğinden sona erer. Ortak hayat yeniden kurulmamışsa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Boşanmanın sonuçları düzenlenirken ilk davada ispatlanmış olan olaylar ve ayrılık süresinde ortaya çıkan durumlar göz önünde tutulur.

 

BOŞANMANIN SONUÇLARI NELERDİR?

  • Boşanan kadının kişisel durumu

Boşanma hâlinde kadın, evlenme ile kazandığı kişisel durumunu korur; ancak, evlenmeden önceki soyadını yeniden alır. Eğer kadın evlenmeden önce dul idiyse hâkimden bekârlık soyadını taşımasına izin verilmesini isteyebilir.

Kadının, boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati bulunduğu ve bunun kocaya bir zarar vermeyeceği ispatlanırsa, istemi üzerine hâkim, kocasının soyadını taşımasına izin verir. Koca, koşulların değişmesi hâlinde bu iznin kaldırılmasını isteyebilir.

  • Boşanma Davasında Tazminat

Maddi Tazminat; Boşanma aşamasında daha az kusurlu olan veya kusursuz olan eş, diğer eşten boşanma ile zarar gören mevcut veya beklenen menfaatlerinin tazminini talep edebilmektedir.

Manevi Tazminat; Boşanma davasında manevi tazminat talep edilirken kişinin içerisinde bulunduğu acı, elem, ızdırap ve keder dikkate alınmaktadır. Tazminat talebinde bulunan eşin manevi olarak zarar gördüğünü ispatlaması gerekmektedir. Kişinin gördüğü manevi zararın boşanmaya sebep olan olaylarla bağlantılı olması gerekmektedir. Yargıtay kararlarında kişisel haklar, kişinin yaşamı, onuru, sağlığı, saygınlığı, özgürlüğü olarak tanımlanmıştır.

  • Boşanma Davasında Nafaka

Boşanma davasında eşlerden birinin ya da çocuğun hayatını idame ettirebilmesi için nafaka talep edilebilir. Nafaka çeşitleri:

Tedbir Nafakası: Boşanma davası sırasında ekonomik açıdan durumu iyi olmayan eşin veya 18 yaşından küçük çocukların geçinmesini sağlamak için mahkeme tarafından dava sonuna kadar geçerli olmak üzere hükmedilen nafakadır. Mali durumu iyi olan eş, kendisi için tedbir nafakası isteyemez. Bu durumda yalnızca çocuklar yanında kalıyorsa çocuklar için tedbir nafakası isteyebilir.

İştirak Nafakası: Boşanma kararının kesinleşmesiyle birlikte tedbir nafakası ortadan kalkar. Mahkeme, çocuğun ihtiyaçlarının karşılanması için velayet hakkı kendisine verilmeyen eşin iştirak nafakası ödemesine hükmedebilir.

Yoksulluk Nafakası: Evlilik birliğinin sona ermesiyle yoksulluğa düşecek eş lehine hükmedilen nafakadır. Yoksulluk nafakası cinsiyet ayırt etmeksizin hükmedilir. Lehine yoksulluk nafakası hükmedilecek tarafın, diğer taraftan daha az kusurlu olması gerekir.

Mahkeme nafaka miktarı belirlenmeden önce tarafların ekonomik ve sosyal durum araştırmasını gerçekleştirecek ve ekonomik durumu göz önünde bulundurarak karar verecektir. Mahkeme, nafaka yükümlüsünün ödeme gücünü aşan bir karar vermeyecektir.

Nafaka talep edilirken her yıl nafakanın artmasına karar verilmesi yönünde de talepte bulunulursa mahkeme tarafından belirlenen nafaka miktarında her yıl artış oranı da belirlenebilecektir. Yargıtay içtihatlarına göre nafaka artışı, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)’nun belirlediği Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) doğrultusunda belirlenecek ve her yıl belirlenen oranda artış gerçekleşecektir.

  • Boşanma Davasında Mal Paylaşımı,

Evlilik birliğinin mahkeme kararı ile sona ermesinden sonra, kural olarak evlilik içinde edinilmiş malların eşit bir şekilde paylaşılması esasına dayanır. Mal paylaşımı davası, boşanma davası ile birlikte açılamaz. Mal paylaşımı davasının boşanma davası ile aynı anda, fakat ayrı bir dava şeklinde açılması halinde; mahkeme, boşanma davasının kesinleşmesini, mal paylaşımı davası için bekletici mesele yapar. Yani, önce boşanma davası yargılaması yapılır, boşanma kararı kesinleştikten sonra mal paylaşımı davası görülmeye başlanır.

Mevcut Medeni Kanun’unun yürürlük tarihi 01.01.2002’dir. Mal paylaşımı konusunda 01.01.2002 tarihinden önceki dönemin tabi olduğu hukuki kurallar ile bu tarihten sonraki dönemin tabi olduğu hukuki kurallar tamamen farklıdır.

Boşanmada mal paylaşımı davası, belli bir zamanaşımı süresi geçmeden açılmalıdır. Mal paylaşımı davası, boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren 10 yıl içinde açılmalıdır. Kanunun belirlediği 10 yıllık süre geçtiği takdirde, mal paylaşımı talebinde bulunmak mümkün değildir.

  • Boşanma sonucu eşlerin miras hakları

Boşanan eşler, bu sıfatla birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça, kaybederler.

Boşanma davası devam ederken, ölen eşin mirasçılarından birisinin davaya devam etmesi ve diğer eşin kusurunun ispatlanması hâlinde de yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır.

  • Çocuklar bakımından ana ve babanın hakları

Mahkeme boşanma veya ayrılığa karar verirken, olanak bulundukça ana ve babayı dinledikten ve çocuk vesayet altında ise vasinin ve vesayet makamının düşüncesini aldıktan sonra, ana ve babanın haklarını ve çocuk ile olan kişisel ilişkilerini düzenler.

Velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlâk bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.

Hâkim, istem hâlinde irat biçiminde ödenmesine karar verilen bu giderlerin gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.

Ana veya babanın başkasıyla evlenmesi, başka bir yere gitmesi veya ölmesi gibi yeni olguların zorunlu kılması hâlinde hâkim, re’sen veya ana ve babadan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alır.

 

 

BOŞANMA DAVASINDA ZAMANAŞIMI:

Boşanma Davaları için öngörülen bir zamanaşımı süresi bulunmamaktadır; ancak bazı boşanma sebeplerinde kanun koyucu bu sebebe dayanılarak boşanma davası açılabilmesini hak düşürücü süreye bağlamıştır. Örneğin zina sebebiyle boşanma davası açacak olan eşin dava hakkı, boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her halde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle düşer. Hayata kast, pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış sebebiyle açılacak olan boşanma davasında da davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her halde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.

Boşanma davası için bir zamanaşımı süresi bulunmamakla birlikte; boşanmaya bağlı bazı davalar için dava açma hakkı konusunda zamanaşımı süresi bulunmaktadır. Örneğin, evliliğin boşanma sebebiyle sona ermesinden doğan dava hakları (boşanmaya bağlı maddi ve manevi tazminat ile nafaka), boşanma hükmünün kesinleşmesinin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar yahut mal rejimi tasfiyesine yönelik davalar için de öngörülen zamanaşımı süreleri bulunmaktadır.

 

Boşanma davasının nasıl açılacağı, çekişmeli veya anlaşmalı boşanma davalarından hangisinin lehe olduğu, velayet, nafaka, maddi ve manevi tazminat, mal paylaşımı gibi sorunların nasıl çözüleceği bir boşanma avukatı ile mütalaa edilmelidir.